Yetimin hakkı

Cuma günü karnelerimizi aldık.Karnelerimizi diyorum çünkü benim de bir yıllık emeğim.
Kızımın da oğlumun da karneleri üzmeyecek cinsten.
Oğlumun hepsi 5.
Kızımın da teşekkürü ve başarı belgesi var.
Daha sonra oğlumun arkadaş gurubunun anneleri ile Bizim buranın en lüx fırınına gittik.Fırın dediysem adı fırın.Ekmeğin dışında çok güzel mamulleri var.Ve pastahane gibi de işliyor.
Neyse sözü uzatmayayım,baktım ki çocuklar ellerinde karneleri havaya kaldırmış vaziyette tahminime dayanarak herhalde karneye bedava dondurma var dedim.
Biz oraya gitmeden önce karneyi eve bıraktığımız için,oğluşuma para verdim.
Az sonra ağlayarak geldi.Anne parayla dondurma vermiyorlar diye.
İlk kez paranın içinde olmadığı bir alışveriş işlemine şahit oldum ve çok güldüm.
Neyse arkadaşının karnesi ile aldı dondurmayı ve güzel bir yarım saatten sonra eve döndük.
Adam zekatını devletin eliyle değil,
kendi vasıtası ile dağıtmak istiyor devlete ne ki...
Bir tek o değil ki, nice dükkan var burada giren çıkan belli değil, her dakika işleyen ama vergi levhasına bakınca sadaka verilme kategorisine giren.
Bence bu da devletin zaafı.Eğer işverensen öyle güzel vergi kaçırıyorsun ki.......
Devletin denetleyen memuru bile kuruş vergi vermeyen bu yerleri es geçiyor tahminimce....
Biz dünyanın vergisini verirken,bizden fazla kazanan (villaları, hanları, hamamları olanlar)acınacak durumda gösteriyorsa kendini ne diyeyim ..Allah büyük bu dünyanın ötesi de var.
Biz böyle mi büyük devlet olacağız.
Kim dürüst?
Vergisini vermemek için türlü yalanlara başvuran işveren mi?
Yoksa verilen vergileri çarçur eden herhangi(tüm partileri kastediyorum)bir hükümet mi?
Eğer içinizde bir nebze Allah korkusu kalmışsa (ki sanmıyorum),Öyle haca falan gitmekle tüyü bitmemiş yetimin hakkını ödeyemezsiniz(sözüm meclisten dışarı).