Sayfalar

5 Eylül 2010 Pazar

BARIŞ


Nişanlısı gittikten sonra genç kızda  bir hüzündür başlamıştı.Hayatının akışını değiştirmek zor olacaktı...Yeni bir hayata başlayacaktı.Anlamsız bir şekilde üzülüyordu.Büyükannesine bunu nasıl söyleyeceğinin hesabını yaptı..Belliydi kızacaktı.Aman kızarsa kızsın,hayat benim hayatım diye düşündü...
Ve büyükanne onu ağlarken yakaladı.
-Kızım neyin var?...dedi,
-yok birşeyim dedi  kız.
-Sadece artık herşey bitti.Biz ayrıldık....
-Dur bakayım ,dedi hemen öyle ayrılmak mı olurmuş,konuşup anlaşırsınız....
-Neyi konuşacağız ki,bitirdim işte...
-Bitirdiysen neden ağlıyorsun?demek ki hala bitmeyen bir şeyler var...
Doğruydu..Neden ağlıyordu ki sanki....
-Sen ....dedi büyükanne..
-Sen hala onu seviyorsun.Yoksa bir damla gözyaşı dökmezdin....
Tecrübeydi.Genç kız bile neden ağladığına bir anlam verememişken,büyükanne onu ondan iyi çözmüştü...
Kız duygularını anlayamıyordu,çünkü çok öfkeliydi...
Biraz öfkesini arka plana atınca,doğruları görmeye başladı.
Doğru olan şuydu,yedi ay gibi bir sürede,mantık evliliği olsun dediği evlilik bir aşk evlikliğine doğru yol alıyordu.
Yazgı mıydı neydi bunu hiçbir zaman anlayamadı....
Delikanlı iki gün sonra hiçbirşey olmamış gibi,elinde bir kutu ile çıkageldi....
Kutuda beyaz bir ayakkabı vardı...
Modelini beğenirse genç kız,onun aynısından yaptıracaktı gelinliğinin altına...
Kız hiçbir şey olmamış gibi ayakkabıyı giydi,beğendi ve siparişini verdi.
Böylece bu nişanlılık evliliğe taşınmış oluyordu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız benim için çok önemli.....
Lütfen;
bir :)) bile olsa yorumlarınız beni mutlu edecek..