Sayfalar

3 Eylül 2010 Cuma

gündemim...

Gece sahur programlarını izlerken,bir sohbete rastladım.Tam da beni ilgilendiriyordu..
Anne hakkı.
Bilmeyenler için yazmak istedim...
Bir evlat annesini sırtında 40 kez Kabeye götürse de,annesinin onu karnında taşıdığı dokuz ayın hakkını ödeyemezmış....
Ne zor değil mi?
Ben hakkımı helal ettim.İstemeseydim taşımazdım dokuz ay...
Ama onlardan da hakkettiğim davranışı beklemek hakkım diye düşünüyorum...En azından saygı.....
Sevgi kendilerinin büyüyüp yeşerteceği bir duygu..
Ama saygıyı beklerim doğrusu.
Alışveriş için gittiğim pazrda,bir tezgahın önünde durdum...Ben yaşlarda orta yaşılı bir anneyle,oğlum yaşında genç bir delikanlı vardı satış yapan.
Alacağımı aldıktan sonra parayı verdim.Delikanlı üzerini verecekti ki,önlüğünde bozuk para çıkmadı...
Annesine dönüp:
-Anne bozuk çıkışmadı,beş lira verir misin.....dedi
Ne var bunda diyen olabilir belki...
Ne yok ki.....
O ses tonunda ve söylediği cümlede hem sevgiyi hem de saygıyı farkettim...
Tonlamasında sevgi vardı,yumuşacıktı sesi..
Verir misin derken de saygıyı ifade etti.VERSENE demedi...
Ne mutlu o anneye.......
Neydi dörtlük;


DEH DEYİNCE GİTMEZSE AT,
BİR BARDAK SU VERMEZSE AVRAT,
BİR DE HAYIRSIZ ÇIKARSA EVLAT,
NEİŞİN VAR ÖLÜ EVİNDE,
ÖLÜ SENİN EVİNDE...
GİR AĞLA,ÇIK AĞLA...


DEH DEYİNCE GİDERSE AT,
BİR BARDAK SU VERİRSE AVRAT,
BİR DE HAYIRLI ÇIKARSA EVLAT,
NE İŞİN VAR DÜĞÜN EVİNDE
DÜĞÜN SENİN EVİNDE.....
GİR OYNA,ÇIK OYNA......

Ne doğru deyişler var güzelim Anadoluda....

1 yorum:

Yorumlarınız benim için çok önemli.....
Lütfen;
bir :)) bile olsa yorumlarınız beni mutlu edecek..