Sayfalar

23 Ağustos 2010 Pazartesi

Kırmızı Ayakkabilar......


O günden sonra uzun yıllar boyunca ne küçük kız annesini sordu,ne de annesi küçük kızı görmeye geldi...
Birkaç yıl geçtikten sonra küçük kız okula başladı..Pırıl pırıl önlüğü,bembeyaz yakası,gıcır gıcır ayakkabı ve çantası ile ,Örgülü upuzun saçları ve kimsede olmayan kurdelaları ile ilkokula başladı.
Büyükannesi onu her gün okula taşıdı,yetmedi bir de öğle yemeklerini taşıdı,yetmedi bir de eliyle yedirdi....
Büyükabnesi onun bütün dünyasıydı.Emsalsiz sevgi verdi ona...Öyle emsalsizdi ki,kız başka sevgileri asla merak etmedi...
Günlerden bir gün (kız üçüncü sınıfta falan olmalıydı);okulun müdürü kızı odasına çağırdı..Yanında çok genç,bir adam duruyordu...Ve kıza dedi ki;
-Kızım bak bu bey senin dayınmış....Seninle azıcık gezmek istiyor!...dedi
Emir büyük yerden çaresiz kabul etti kız.Ama tedirgindi....Büyükannesi hep tembihlememişmiydi"kızım yabancılardan uzak dur" diye...
Neyse zaten avuçiçi kadar bir ilçeydi o zamanlar yaşadığı şehir..
Dayısı ile birlikte gitti.Ama dayı ne demek biliyordu,öğretmişlerdi.
Bir zaman birlikte yürüdükten sonra,kendini bir ayakkabıcı dükkanında buldu kız.
Dayısı ona zorla ayakkabı almak istiyordu.
Kız istemiyordu.Büyükannesi yabancılardan birşey alırsan seni öldürürüm demişti.Kız kendini anlatamıyordu bir türl.Duyguları karmakarışıktı..Dayısı ısrar ediyordu.EN sonunda çocukluğu galip gelmişti ve
-Şu kırmızı ayakkabılara bakayım o zaman dedi...
Çünkü kırmızı ayakkabıyı o çok istediği halde rengini sevmediği için büyükannesi ona asla almamıştı..
Dayı tereddütsüz;
-tamam,o ayakkabıyı çocukta deneyin lütfen.....deyiverdi..
DEnenmiş ve alınmıştı.
Yol boyunca neler konuşuldu,kız asla o sohbeti hayatı boyunca hatırlayamadı..Onun aklında bu ayakkabıları eve nasıl götüreceği vardı..
Acaba çöpe mi atsam diye çok düşündü kız,ama zaafına yenildi ..
Bir daha asla böyle bir ayakkabı almazdı büyükannesi...
Bu düşünceler içerisinde,koltuğunun altında ayakabı kutusu,elinde çanta evin yolunu tuttu..
Büyükanne eve gelirgelmez sorguya çekti...Kız anlattı...
Büyükanne malum kızdı....
Hem de söylendi...
Sonunda da ağladı....
Ben senin neyini eksik ettim ki,sen bu ayakkabıyı dayına aldırdın...diye...
Çünkü o yemez yedirir,giymez giydirirdi.
Komşuları bile defalarca söylemişti"bu çocuğa bu kadar şey almayın,bizimkiler de istiyor" diye.
O da derdi ki"sizinkiler gibi değil,onun bir kanadı kırık...."
Kanadı kırık ne demekti.Kız kuşmuydu ki?
O çok gururlu.Çok onurlu bir kadındı...Böylesini ondan sonra hayatında hiç görmedi ve tanımadı...
Ve o ayakkabı asla içine sindirilerek giyilemeden küçüldü.
Bu olaydan sonra yıllar yılı o evde,ne annenin,ne kardeşin ne de dayının sohbeti asla geçmedi..
Yasak değildi belki ama,küçük kızın dünyasında,büyükannenin kırılmaması için aldığı bir karardı..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız benim için çok önemli.....
Lütfen;
bir :)) bile olsa yorumlarınız beni mutlu edecek..