Sayfalar

31 Aralık 2010 Cuma

kültürümüze sahip çıkalım....



Bu gece yılbaşı......
Lütfen bana kızmadan önce satırları sonuna kadar okuyun..
Nihayet en beklediğim an geldi çattı diyemeyeceğim maalesef!.......
Akşama hindi yapmamak da güzel....
Kırmızı iç çamaşırı giymek,
Çam ağacı süslemek.....
Noel babadan hediye beklemek...
Koskoca  365 günün umudunu 1 güne yüklemek yerine,her doğan güne umutla bakanlardanım...
Ben bu değilim,hiç bir zaman olmadım, hiçbir zaman da olmayacağım...
Çünkü ben ,bize adet diye dayattırılan her şeye karşıyım.
Bunlar bizim geleneğimiz,kültürümüz değil..
Her yeni yılda insanlarımızın nasıl bu çılgınlığa doğru itildiğini görmek hiç hoşuma gitmiyor.
Konu din konusu asla değil....
Ama bu bizim kültürümüz değil.
Başkaları kendi kültürlerini öylesine güzel giydiriyor  ki farkettirmeden.....
Önce adetlerimiz değiştirildi son 30 yılda....
Çok iyi biliyorum ki 30 yıl önce bunların hiçbiri yoktu...
Sonra dilimizde erozyon başladı.......
Anlamını bile bilmediğimiz kelimeler günlük dilimizde kullandığımız kelimelerle yer değiştirdi (entellik adına)...
Bayramlarımız önemini ve anlamını yitirdi,artık herkes bayram denilince tatil anlıyor...
Ve hepimiz neme lazımcılık yapıp bu yozlaşmayı izliyoruz..
Unutmamak lazım,kültürü olmayan bir toplum ,toplum değil sömürgedir bana göre...
Yine de mutlu yıllar diliyorum ve birazcık düşünmeye davet ediyorum....
Ve kendi kültürümüze sahip çıkmayı.....

4 yorum:

  1. Bize farkettirilmeden,ruhumz bile duymadan çok güzel bozuluyoruz,kirleniyoruz ve yozlaşıyoruz.Ben de aynı şekilde düşünüyorum ama çağa ayak uydurma denen bu durumda yadırganan ben oluyorum.Halbuki bizim çok daha güzel ve sıcak geleneklerimiz var;unutturulan,silinen,giden.Bu konu daha uzar gider.Duyarlı herkesin ellerinden geleni yapması gerekiyor.İyi seneler,mutluluklar.

    YanıtlaSil
  2. teşekkürler sevil beni anladığın için.

    YanıtlaSil
  3. Turkler ve Noel Agaci

    Hıristiyanların İsa'nın doğuşu olarak kutladığı Noel bayramı, çok eski Türklerin yeniden doğuş bayramıdır.



    Türklerin, tek tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre, yeryüzünün tam ortasında bir AKÇAM ağacı bulunuyor.



    Buna hayat ağacı diyorlar. Bu ağacı, motif olarak bizim bütün halı, kilim ve işlemelerimizde görebiliriz.



    Türklerde güneş çok önemli. İnançlarına göre gecelerin kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 22 Aralık'ta gece gündüzle savaşıyor. Uzun bir savaştan sonra gün geceyi yenerek zafer kazanıyor.



    İşte bu güneşin zaferini, yeniden doğuşu, Türkler büyük şenliklerle AKÇAM ağacı altında kutluyorlar.



    Güneşin yeniden doğuşu, bir yeni doğum olarak algılanıyor.



    Bayramın adı NARDUGAN



    (nar=güneş, tugan, dugan=doğan) Doğan güneş.



    Güneşi geri verdi diye Tanrı Ülgen'e dualar ediyorlar.



    Duaları Tanrıya gitsin diye ağacın altına hediyeler koyuyorlar, dallarına bantlar bağlayarak o yıl için dilekler diliyorlar Tanrıdan.



    Bu bayram için, evler temizleniyor. Güzel giysiler giyiliyor. Ağacın etrafında şarkılar söyleyip oyunlar oynuyorlar. Yaşlılar,büyük babalar, nineler ziyaret ediliyor, aileler bir araya gelerek birlikte yiyip içiyorlar.



    Yedikleri; yaş ve kuru meyveler, özel yemek ve şekerleme. Bayram, aile ve dostlar bir araya gelerek kutlanırsa ömür çoğalır, uğur gelirmiş.



    Akçam ağacı yalnız Orta Asya'da yetişiyormuş.



    Filistin'de bu ağacı bilmezlermiş. Bu yüzden olayın Türklerden Hıristiyanlara geçtiği ve bunu da Hunların Avrupa'ya gelişlerinden sonra onlardan görerek aldıkları söyleniyor. İsa'nın doğumu ile hiç ilgisi yok.



    "Doğum, Güneşin yeniden doğuşu"



    Sümerolog

    Muazzez İlmiye ÇIĞ

    YanıtlaSil
  4. Tek tanrılı dinlere girmeden önceki zamandan bahsedilmiş sevgili Estergon.
    Ben tarih bilimcisi değilim fakat görüp yaşadıklarıma göre yazdığım bir yazıydı bu.
    Hristiyan cemaatinin inancı var çamla alakalı olarak..
    Biz böyle bir ananca sahip değiliz.Yani onlar o inanç doğrultusunda evlerini süslüyorlar.Bu inkar edilemez bir gerçek.
    Ama ben seviyorum,hoşuma gidiyor diyene de sözüm olamaz....
    Bu da başka bir gerçek.
    Benim istediğim sadece şuydu,Başka medeniyetlerin geleneklerine kendimizinmişcesine sahip çıkmak yerine,kendimizin olanını korumak...
    Mesela bayramlarda mendillerin arasına çikolata veya para koyup çocukları sevindirmek ne kadar güzel bir adetti...
    Peki bunu yapan kaç kişi kaldı?
    O yüzden diyorum kültürümüze sahip çıkalım....
    Ben çok iyi hatırlıyorum ki entel olmak adına fransızca kökenli kelimelerle bayram kartı hazırlayan insanlar tanımıştım bundan 20 yıl öncesinde...
    Beni anlayacağını umuyorum..

    YanıtlaSil

Yorumlarınız benim için çok önemli.....
Lütfen;
bir :)) bile olsa yorumlarınız beni mutlu edecek..