Gün aydın,günün aydın olsun sevgili oğlum.Bugün ayrılık günü.Ne çabuk geçti üç gün.Sana doyamadan sana kanamadan.
Ama bu ayrılıkta hiç ağlamayacağıma sana söz veriyorum.Zaten ilk ayrılışımızda da görmemiştin ağladığımı.Şimdi de görmeyeceksin.Tek farkı boğazım düğümlenmeyecek.Çünkü geldim ve gördüm.Yaşadığın,eğitim yaptığın heryeri gösterdiler bize.Komutanların güler yüzlü.Belli ki içinin aydınlığı yüzlerine vurmuş.Seni önce Allah'a sonra onlara emanet ediyorum.Bugün yolculuk var evimize dönme zamanı geldi.Çok değil bir ay sonra eğer başka yere gidersen 15 gün dağıtım iznini kullanacağını söyledin.Bekliyorum.Zaman su misali....
Ben sana yazamadığım mektupları yazacağım.Senin haberin bile olmayacak.Sonra birgün terhis olup gelice belki paylaşacağız bu duygulu anları.O zaman ağlar mıyız bilmiyorum.Ama artık ağlamak istemiyorum.Sen olunabilecek en güzel yerdesin.Ve inanıyorum ki olunabilecek en güzel yerde olacaksın.
Sen beni asla incitmedin,asla kırmadın.Bir anne için olunabilecek en güzel evlat oldun.Ve ben senin için Rabbime şu mübarek şehirde yalvarıyorum."Allahım ben ondan razıyım sen de razı ol,onun işini hep rast getir,onu kötülerle karşılaştırma,onun her zor işini kolay eyle,onu hastalıkla,darlıkla terbiye etme"
AMİN
İşte böyle kınalı kuzum ayrılık vakti geldi çattı.Birazdan azıcık uykunun ardından seni birliğine teslim edeceğiz.Ve Ankara'ya doğru yola çıkacağız.Laf aramızda sayende bu yıl ikinci tatili de yaptık.Biraz da kardeşlerini bilinçlendirmek lazım.Onlara Gençlik parkını ve Anıt kabiri gezdirmek istiyoruz.


haydi abbas, vakit tamam;
akşam diyordun işte oldu akşam.
kur bakalım çilingir soframızı;
dinsin artık bu kalp ağrısı.
şu ağacın gölgesinde olsun;
tam kenarında havuzun.
aya haber sal çıksın bu gece;
görünsün şöyle gönlümce.
bas kırbacı sihirli seccadeye,
göster hükmettiğini mesafeye
ve zamana.
katıp tozu dumana,
var git,
böyle ferman etti cahit,
al getir ilk sevgiliyi beşiktaş'ta;
yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.


Cahit Sıtkı Tarancı